Mehmet Okuyan'a göre Peygamberimiz vahiyden önce de okuma yazmayı çok iyi biliyormuş! Bunu dillendirenler 'Yoksa nasıl ticaret yapacaktı' diye akıllarınca mantıkta yürütürler. İslami hususların inkârına alışkın olduğumuz zatlar hakkında bunlara şaşırmamak gerek. Ancak, nasıl oluyor da hala Kuran'ı tefsir ediyor diye peşinden gidiliyor, anlamış değiliz.
“Sen bundan (Kurandan) önce ne bir Kitâp okuyor, ne de elinle onu yazıyordun. Öyle olsaydı, bâtıla uyanlar elbette şüpheye düşerlerdi.”(Ankebut Suresi, 48)
Bu ayette açıkça vahiy başlamadan önce hiç bir kitap okumadığı ve yazmadığı bildirilmesine rağmen ' Burada okumadığı kitap tevrattır.' demek açık bir gerçeği gizlemektir. Bu ayette her hangi bir kitap kastedilir, Nekra belirsizlik vardır 'min kitabin' denilmiştir. el-kitab denmez yani belli bir kitaptan, tevrattan bahsedilmez.
Peygamberimize ilk vahiy gelince 'ben okuma bilmem' demesi, vahyin yazılması için vahiy katibi belirlemesi okumayı önceden bilmediğinin göstergesidir.
Peygamberimiz kendisine vahiy inmeden önce kesinlikle okuma yazma bilmiyordu ancak bazı ulema da Buhari de geçen 'Hudeybiye antlaşması esnasında sahifeyi aldı, pek iyi yazamıyordu, yazdı' rivayetine dayanarak okuma yazmayı vahiy inmeye başladıktan bir süre sonra öğrenmeye başladığını bildirir. Ancak, vahiy öncesinde bilmediği konusunda ittifak vardır. Sahabeden böyle bir haber de gelmemiştir.
Peygamberimizin okuma yazmayı sonradan da öğrenmediğini savunanlar şöyle der:
Peygamber (asv)'in okuyup yazdığına dair delil olarak getirilen haberlerin bir çoğu ya zayıf veya uydurmadır; diğerleri ise mecazdır. Bu konuda açık ve kesin bir haber bulunsaydı hiç bir Müslüman onun okuyup yazma bilmediğini söyleyemezdi. (İbn Kesir, Tefsîru'l-Kur'ani'l-Azîm, Beyrut, 1966, V, 331)
Ayette açık ve net olan ve ümmetin vahiyden önce okuma yazma bilmediğine dair ittifakı olan bir meselede inkara sapmanın amacı nedir!
Amacı bilmeyiz ancak bu batıl yorumlar, Ateizmin Deizmin yoluna götüren yorumlardır.
Peygamberimiz vahyin öncesinde okuma yazmayı bilse idi, Kuran'da bilmediğine dair var olan bu ayetler elbette ashap ve müşriklerin diline dolanır ve ayetlerin hakikati üzerine şüphe ederlerdi. Kuran'ı detaylıca ve anlayarak okuması ve aklını kullanması gereken bizler değiliz!
Ticaretle uğraşmak için okuma yazma gerekliliğinin olması da bu dönem için geçerlidir ancak o devirlerde ticari faaliyetlerin kayıt altına alınması gibi bir gereklilik var olduğuna dair delil nedir? Böyle bir delil bulamazsınız. Okuma yazma bilmeyen bir insan da bir malı ne kadara alıp ne kadar satabileceğinin hesabını zihnen tutabilir, yapabilir. Okuma yazma bilmemek 100'e alınan malı 120'ye satınca kâr edilir mi edilmez mi bunu bilememek anlamına gelmez.
“Sen bundan (Kurandan) önce ne bir Kitâp okuyor, ne de elinle onu yazıyordun. Öyle olsaydı, bâtıla uyanlar elbette şüpheye düşerlerdi.”(Ankebut Suresi, 48)
Bu ayette açıkça vahiy başlamadan önce hiç bir kitap okumadığı ve yazmadığı bildirilmesine rağmen ' Burada okumadığı kitap tevrattır.' demek açık bir gerçeği gizlemektir. Bu ayette her hangi bir kitap kastedilir, Nekra belirsizlik vardır 'min kitabin' denilmiştir. el-kitab denmez yani belli bir kitaptan, tevrattan bahsedilmez.
Peygamberimize ilk vahiy gelince 'ben okuma bilmem' demesi, vahyin yazılması için vahiy katibi belirlemesi okumayı önceden bilmediğinin göstergesidir.
Peygamberimiz kendisine vahiy inmeden önce kesinlikle okuma yazma bilmiyordu ancak bazı ulema da Buhari de geçen 'Hudeybiye antlaşması esnasında sahifeyi aldı, pek iyi yazamıyordu, yazdı' rivayetine dayanarak okuma yazmayı vahiy inmeye başladıktan bir süre sonra öğrenmeye başladığını bildirir. Ancak, vahiy öncesinde bilmediği konusunda ittifak vardır. Sahabeden böyle bir haber de gelmemiştir.
Peygamberimizin okuma yazmayı sonradan da öğrenmediğini savunanlar şöyle der:
Peygamber (asv)'in okuyup yazdığına dair delil olarak getirilen haberlerin bir çoğu ya zayıf veya uydurmadır; diğerleri ise mecazdır. Bu konuda açık ve kesin bir haber bulunsaydı hiç bir Müslüman onun okuyup yazma bilmediğini söyleyemezdi. (İbn Kesir, Tefsîru'l-Kur'ani'l-Azîm, Beyrut, 1966, V, 331)
Ayette açık ve net olan ve ümmetin vahiyden önce okuma yazma bilmediğine dair ittifakı olan bir meselede inkara sapmanın amacı nedir!
Amacı bilmeyiz ancak bu batıl yorumlar, Ateizmin Deizmin yoluna götüren yorumlardır.
Peygamberimiz vahyin öncesinde okuma yazmayı bilse idi, Kuran'da bilmediğine dair var olan bu ayetler elbette ashap ve müşriklerin diline dolanır ve ayetlerin hakikati üzerine şüphe ederlerdi. Kuran'ı detaylıca ve anlayarak okuması ve aklını kullanması gereken bizler değiliz!
Ticaretle uğraşmak için okuma yazma gerekliliğinin olması da bu dönem için geçerlidir ancak o devirlerde ticari faaliyetlerin kayıt altına alınması gibi bir gereklilik var olduğuna dair delil nedir? Böyle bir delil bulamazsınız. Okuma yazma bilmeyen bir insan da bir malı ne kadara alıp ne kadar satabileceğinin hesabını zihnen tutabilir, yapabilir. Okuma yazma bilmemek 100'e alınan malı 120'ye satınca kâr edilir mi edilmez mi bunu bilememek anlamına gelmez.
Yorumlar
Yorum Gönder