Hadis Inkârcılığına Cevaplar – Yazı 18
Kadınların Aklı ve Dini Noksandır
• Kadınların aklı ve dini noksandır. Kadınların çoğunluğu cehennemdedir. (Buhari, Hayz 6)
Hadis inkârcıları bu rivayete dayanarak, kadınların aşağılandığını iddia etmektedir.
Bu hadisi şerifin doğru anlaşılması için kadınlar hakkında hadis kaynaklarında geçen diğer hadisi şeriflerin ve Kuran’da ‘kadının şahitliği’ bahsinde geçen hikmetlerin bilinmesine ve bu sebeple hadisin doğru anlaşılmasına ihtiyaç vardır. Çünkü, pratikte Hz. Aişe’den tutalım da zekası ile toplumu kendisine hayran bırakmış pek çok kadın sahabe vardır. Mesela, tıp alanında göz hastalıklarını tedavi etmekle meşhur Tabibe Zeynep (İsbehani, el Egani, 13/114; A. Nisa, 2/57) hadis alanında Kerime el-Merveziye (A. Nisa, 4/240), Seyyide Nefise binti Muhammed. (A. Nisa, 5/190) kitabet ve şiir alanında Uleyye binti Mehdi (A. Nisa, 3/334) Aişe binti Ahmet el-Kurtubiyye (A. Nisa, 3/6), Villade binti Halife el-Müstekfî (A. Nisa, 5/287) gibi kadınlar, sayısız ilim ehli kadından bir kaçıdır.
Bu gerçeği bilen Efendimizin (sav) hadisinin mahiyeti, biraz sonra vereceğimiz bilgilerle birlikte mütalaa edilmesi sonucunda daha da iyi anlaşılacaktır.
Hadis-i şerifin asıl metni şu şekildedir:
• Bir Ramazan veya Kurban Bayramıydı. Resul-i Ekrem Efendimiz(sav) bayram namazlarını kıldığımız namazgâha geldi. Bir tarafta kadınlar da bulunuyordu. Onların yanından geçti ve şu hitapta bulundu: "Ey kadınlar, sadaka veriniz ve istiğfarı çok yapınız. Çünkü bana cehennemlikler gösterildi, çoğu sizler idiniz.” Bunun üzerine o kadınlar: "Ya Resulallah(sav), bizler ne yaptık da cehennemliklerin çoğu bizden olmuş" diye sordular. Resulullah (sav) şöyle cevap verdi: "Çünkü sizler ötekine berikine çokça lanet eder, kocalarınıza karşı nankörlükte bulunursunuz. Ne gariptir ki, kendine hakim, akıllı ve dinine bağlı bir kimsenin aklını, eksik dinli hiçbir kimsenin çelebildiğini görmedim." Kadınlar tekrar sordular: "Aklımızın ve dinimizin noksanlığı nedir, Ya Resulullah(sav)?" Resulullah (sav) "Kadının şahitliği erkeğin şahitliğinin yarısı değil midir?" diye sordu. Kadınlar "Evet" cevabını verdiler. Resul-i Ekrem Efendimiz(sav) izah etti ve tekrar sordu: "İşte bu aklın eksikliğinden, dinin eksikliği ise hayız gördüğü zaman [günlerce bekler] namaz kılmaz, Ramazan`da bir müddet oruç tutmaz değil mi? Kadınlar, "Evet" dediler. (Buhârî, Hayz 6; Müslim, Küsûf 17, 907)
Hadis-i şerifi Sırasıyla İzaha Başlayalım;
1. Mesele, Cehennemin Çoğunluğunun Kadınlardan Oluşması
Hz. Peygamberin (sav) “Cehennem ehlinin çoğunluğunun kadınlar olduğu bana gösterildi” demesi kadınlara yönelik bir aşağılama değildir. Zaten kadın olmak kişinin elinde de değildir. Hadiste söz konusu olan; kadınların hür iradeleriyle yaptıkları yüzünden cehenneme kendilerini attığıdır. Peygamberimizin (sav), Cehennemin çoğunluğu kadınlardır demeden önce ‘çok tövbe edin ve çok sadaka verin’ demesi kadınların bir tehlike konusunda tedbir almaları içindir. Dedikoduya düşkünlük ve kocalarına itaatsizlik sebebiyle bu günahı işleyen kadınların cehennem ehli olacağını bildirmiş, ‘Çok gayret edin, sadaka verin ve cehenneme gidecek kadınlardan olmayın’ diye uyarıda bulunarak aslında kadınların iyiliği için bir söz söylemiştir. Elbetteki hadiste belirtilen günahlardan sakınan bir kadın için bu durum söz konusu olmayacaktır biiznillah.
2. Mesele, Kadınların Akıllarındaki Noksanlık
Bu ifadeyle Peygamberimiz(sav) kadınlara ‘aklı, zekası olmayan’ tabiri kullanmamıştır. Zira Peygamberimiz(sav) Hz.Aişe(r.a.) gibi pek çok erkekten daha zeki kadınları bizzat tanımıştır.
Kadınlar, fıtratları gereği duygusal yapıdadır ve bu yapılarını tetikleyen yaşam şartları vardır. Kişinin duygusallığı ağır bastığında kişi mantığıyla hareket edemez. Halk arasında ‘Duygusal davranma profesyonel ol’ sözü, ‘aklınla hareket et’ anlamına gelir ki, bu mesele bir hakikattir. Hadiste ‘Siz çok lanet okuyorsunuz, kocanızın/yakınlarınızın iyiliklerini inkâr ediyorsunuz.’ şeklindeki ifade bunu göstermektedir. Çünkü, kızgınlık anında başkasına lanet okumak veya gördüğü iyiliği inkâr etmek, akıl ile değil duygusal hareket edildiğinin en bariz göstergesidir. Kadınların büyük çoğunlukla karşılaştıkları gebelik, lohusalık ve ay hallerinin onların psikolojisine olumsuz tesir ettiği malumdur. Bu zamanlarda kadınların duygusallıklarının fazlalaştığı, gergin ya da hassas olduğu da bir gerçektir.
Bu yüzden Hz.Peygamber(sav) «Akılları noksan» kadınlar derken, duygusal davranışlarıyla mantığına göre hareket etmeme hallerini kastetmiştir. Zekaları ile ilgili bir problem kastı yoktur.
Kadınların akıllarındaki noksanlık ifadesi, Kuran’daki 1 erkeğin 2 kadın şahite denk tutulmasına bağlanmıştır. Bunun yanında, Hz.Peygamber(sav) bazı meselelerde kadınların tek başına şahitliğini de kabul etmiştir. (Zevaid, 4/201). İmam Zühri’nin bildirdiğine göre, erkeklerin vakıf olması zor olan, kadınların vakıf olmaları daha kolay olan konularda kadınların tek başına şahitliklerinin geçerli olduğu hususu İslam tarihi boyunca bilinen bir gerçektir. (Nasbu’r-raye, 4/80)
Mesela; erkeklerin değil, kadınların görme ihtimali daha kuvvetli olan doğum, bekaret, çocuğun doğarken diri olduğunu gösteren sesinin çıkıp çıkmadığı, kadınların bedenlerindeki bazı yaralar ve benzeri bazı kusurların tespiti konusunda adalet sahibi bir tek kadının şahitliği geçerlidir. (Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslamî, 6/571-572). Bu durum, kadının şahitliği ayetinin, yaşam şartlarından kaynaklı olduğunu ve dolayısıyla şahitlik hükmüne bağlanan 'akıldaki noksanlığın da' yaşam şartlarına bağlanmış bir ifade olduğunu gösterir.
Tüm bu bilgiler birlikte değerlendirilirse; kadınlar hakkında söylenen bu söz, onların duygusallığını tetikleyen yapıları ve halleriyle ilgilidir. Bu durum da, Peygamberin(sav) hadiste açık anlam kastetmediğinin, kadınları zeka problemli insanlar olarak görmeyip, duygusal hallerinin ağır bastığında oluşan bir yan etki olarak akıl noksanlığı tabiri kullandığının bir ispatı, delilidir.
Hadisi cımbızlayıp almak yerine Hz. Peygamberin genel olarak kadınlar hakkında yargıları, düşünceleri, bir kadının da şahitliğini kabul ettiği durumları görmek hadisin anlamını açıkça ortaya çıkarmaktadır.
Hz. Peygamberin (sav) kadınları hakkında çok önemli hadisleri mevcuttur:
Kadınlar Hakkında Hadis-i Şeriflere Bazı Örnekler:
• Sizin hayırlınız, kadınlarına hayırlı olan (iyi davranan)dır. (Müslim, Birr 149)
• Kadınlara ancak kerim olanlar ikram ederler (değerli olanlar değer verirler); kadınlara kötülük edenler ise leim (kötü) kişilerdir.( İbn Mâce, Edeb 3; Ebû Dâvud, Edeb 6, Rikak 22, İ’tisâm 3; Müslim, Akdiye 11)
• Kadınlar, erkeklerin kız kardeşleridir. (Câmiu’s-Sağîr, Hadis No: 2329)
• Bir mü’min erkek, bir mü’mine kadına buğzetmesin. Çünkü onun bir huyunu beğenmezse başka bir huyunu beğenir.( Müslim, Radâ’ 61, hadis no: 1469)
• Kadınlara hayırhah olun, onlara karşı hayır tavsiye ediyorum. Onlara hayırlı şekilde davranın.( Buhârî, Nikâh 79, Enbiyâ 1, Edeb 31, 85, Rikak 23; Müslim, Radâ 65, hadis no: 1468)
• Kadınlara iyi muameleden başka bir hakkınız yoktur. (Tirmizî, Tefsîr Tevbe, 3087)
Hadis kaynaklarında Hz.Peygamberin kadınlara verdiği değer ortadadır.
3. Mesele, Kadınların Dinlerinin Noksan Olması
Dinlerinin noksan olduğunun bir aşağılama olmadığının ispatına da gerek yoktur, zaten hadiste konuya açıklama yapılmıştır. Kadınların ay hallerinde namazdan oruçtan uzak durmak zorunda kalmaları, onların ellerinde olan bir şey değildir. Bu, Allah tarafından verilmiş bir yapıdır, özelliktir. Zaten bununla ilgili adalette sağlanmıştır. Çünkü; Beşir İbn-ü Mabed Hz.Peygamber’e(sav) gelip İslam’ın şartlarını sorup Peygamber(sav) de saydığında, “Ey Allah’ın Rasulü! Ben şehadet getiririm, namaz kılarım, oruç tutarım, hac da yaparım ancak ben cihad yapamam nefsime yenik düşüp kaçmaktan korkarım. Malımın da zekatını veremem” dediğinde Hz.Peygamber(sav) onu eliyle sarsmış ve «Zekatın ve Cihadın olmadan nasıl cennette girmeyi düşünüyorsun» demiştir. Sonra Beşir İbn-ü Mabed Peygambere(sav) biat etmiştir. (Müsned 5/224) Ancak, başka bir hadis-i şerifte kadınlarla ilgili şöyle hüküm vermiştir;
• Bir kadın, beş vakit namazını kılar, namusunu korur, kocası ile iyi geçinirse, dilediği kapıdan Cennete girer. (Müsned, I, 191)
Görüldüğü gibi Hz.Peygamber(sav) bir erkeğe cennete giriş için namazın, orucun, haccın, zekatın ve cihadın gerekli olduğunu söylerken; bir kadının namaz kılmak, namusunu korumak ve kocasıyla iyi geçinmekle cennettin sekiz kapısının dilediğinden girebileceğini söylemiştir. Yani, kadının dindeki noksanlığı ifadesi onların kılamadığı namazlar ve tutamadığı oruçlarla dinine gelen noksanlıktır ancak bir erkeğe nazaran kendisini cennette götürebilecek ameller çok daha azdır.
Hadis Inkarcılığı ve Ateizm Tarafından Öne Sürülen Diğer İddialar da Sayfamızda Cevaplandırılacaktır.
Delillerle İslam
Kadınların Aklı ve Dini Noksandır
• Kadınların aklı ve dini noksandır. Kadınların çoğunluğu cehennemdedir. (Buhari, Hayz 6)
Hadis inkârcıları bu rivayete dayanarak, kadınların aşağılandığını iddia etmektedir.
Cevap:Hadis kaynaklarını karalamak amacıyla özellikle kadınların hassas noktalarından konuya girmeye çalışan ve tribünlere oynayan hadis inkârcıları, ilmi bir metoda dayanmadan sadece metindeki ‘Akıl ve din noksanlığı’ ifadesine dayanarak hadis külliyatları hakkında toplumu şüpheye düşürmeye ve özellikle kadın Müslümanları kendilerine taraftar etmeye çalışırlar. Ancak, hadis inkârcılarının bu hususta bilmedikleri ya da halka söylemek istemedikleri pek çok ayrıntı vardır.
Bu hadisi şerifin doğru anlaşılması için kadınlar hakkında hadis kaynaklarında geçen diğer hadisi şeriflerin ve Kuran’da ‘kadının şahitliği’ bahsinde geçen hikmetlerin bilinmesine ve bu sebeple hadisin doğru anlaşılmasına ihtiyaç vardır. Çünkü, pratikte Hz. Aişe’den tutalım da zekası ile toplumu kendisine hayran bırakmış pek çok kadın sahabe vardır. Mesela, tıp alanında göz hastalıklarını tedavi etmekle meşhur Tabibe Zeynep (İsbehani, el Egani, 13/114; A. Nisa, 2/57) hadis alanında Kerime el-Merveziye (A. Nisa, 4/240), Seyyide Nefise binti Muhammed. (A. Nisa, 5/190) kitabet ve şiir alanında Uleyye binti Mehdi (A. Nisa, 3/334) Aişe binti Ahmet el-Kurtubiyye (A. Nisa, 3/6), Villade binti Halife el-Müstekfî (A. Nisa, 5/287) gibi kadınlar, sayısız ilim ehli kadından bir kaçıdır.
Bu gerçeği bilen Efendimizin (sav) hadisinin mahiyeti, biraz sonra vereceğimiz bilgilerle birlikte mütalaa edilmesi sonucunda daha da iyi anlaşılacaktır.
Hadis-i şerifin asıl metni şu şekildedir:
• Bir Ramazan veya Kurban Bayramıydı. Resul-i Ekrem Efendimiz(sav) bayram namazlarını kıldığımız namazgâha geldi. Bir tarafta kadınlar da bulunuyordu. Onların yanından geçti ve şu hitapta bulundu: "Ey kadınlar, sadaka veriniz ve istiğfarı çok yapınız. Çünkü bana cehennemlikler gösterildi, çoğu sizler idiniz.” Bunun üzerine o kadınlar: "Ya Resulallah(sav), bizler ne yaptık da cehennemliklerin çoğu bizden olmuş" diye sordular. Resulullah (sav) şöyle cevap verdi: "Çünkü sizler ötekine berikine çokça lanet eder, kocalarınıza karşı nankörlükte bulunursunuz. Ne gariptir ki, kendine hakim, akıllı ve dinine bağlı bir kimsenin aklını, eksik dinli hiçbir kimsenin çelebildiğini görmedim." Kadınlar tekrar sordular: "Aklımızın ve dinimizin noksanlığı nedir, Ya Resulullah(sav)?" Resulullah (sav) "Kadının şahitliği erkeğin şahitliğinin yarısı değil midir?" diye sordu. Kadınlar "Evet" cevabını verdiler. Resul-i Ekrem Efendimiz(sav) izah etti ve tekrar sordu: "İşte bu aklın eksikliğinden, dinin eksikliği ise hayız gördüğü zaman [günlerce bekler] namaz kılmaz, Ramazan`da bir müddet oruç tutmaz değil mi? Kadınlar, "Evet" dediler. (Buhârî, Hayz 6; Müslim, Küsûf 17, 907)
Hadis-i şerifi Sırasıyla İzaha Başlayalım;
1. Mesele, Cehennemin Çoğunluğunun Kadınlardan Oluşması
Hz. Peygamberin (sav) “Cehennem ehlinin çoğunluğunun kadınlar olduğu bana gösterildi” demesi kadınlara yönelik bir aşağılama değildir. Zaten kadın olmak kişinin elinde de değildir. Hadiste söz konusu olan; kadınların hür iradeleriyle yaptıkları yüzünden cehenneme kendilerini attığıdır. Peygamberimizin (sav), Cehennemin çoğunluğu kadınlardır demeden önce ‘çok tövbe edin ve çok sadaka verin’ demesi kadınların bir tehlike konusunda tedbir almaları içindir. Dedikoduya düşkünlük ve kocalarına itaatsizlik sebebiyle bu günahı işleyen kadınların cehennem ehli olacağını bildirmiş, ‘Çok gayret edin, sadaka verin ve cehenneme gidecek kadınlardan olmayın’ diye uyarıda bulunarak aslında kadınların iyiliği için bir söz söylemiştir. Elbetteki hadiste belirtilen günahlardan sakınan bir kadın için bu durum söz konusu olmayacaktır biiznillah.
2. Mesele, Kadınların Akıllarındaki Noksanlık
Bu ifadeyle Peygamberimiz(sav) kadınlara ‘aklı, zekası olmayan’ tabiri kullanmamıştır. Zira Peygamberimiz(sav) Hz.Aişe(r.a.) gibi pek çok erkekten daha zeki kadınları bizzat tanımıştır.
Kadınlar, fıtratları gereği duygusal yapıdadır ve bu yapılarını tetikleyen yaşam şartları vardır. Kişinin duygusallığı ağır bastığında kişi mantığıyla hareket edemez. Halk arasında ‘Duygusal davranma profesyonel ol’ sözü, ‘aklınla hareket et’ anlamına gelir ki, bu mesele bir hakikattir. Hadiste ‘Siz çok lanet okuyorsunuz, kocanızın/yakınlarınızın iyiliklerini inkâr ediyorsunuz.’ şeklindeki ifade bunu göstermektedir. Çünkü, kızgınlık anında başkasına lanet okumak veya gördüğü iyiliği inkâr etmek, akıl ile değil duygusal hareket edildiğinin en bariz göstergesidir. Kadınların büyük çoğunlukla karşılaştıkları gebelik, lohusalık ve ay hallerinin onların psikolojisine olumsuz tesir ettiği malumdur. Bu zamanlarda kadınların duygusallıklarının fazlalaştığı, gergin ya da hassas olduğu da bir gerçektir.
Bu yüzden Hz.Peygamber(sav) «Akılları noksan» kadınlar derken, duygusal davranışlarıyla mantığına göre hareket etmeme hallerini kastetmiştir. Zekaları ile ilgili bir problem kastı yoktur.
Kadınların akıllarındaki noksanlık ifadesi, Kuran’daki 1 erkeğin 2 kadın şahite denk tutulmasına bağlanmıştır. Bunun yanında, Hz.Peygamber(sav) bazı meselelerde kadınların tek başına şahitliğini de kabul etmiştir. (Zevaid, 4/201). İmam Zühri’nin bildirdiğine göre, erkeklerin vakıf olması zor olan, kadınların vakıf olmaları daha kolay olan konularda kadınların tek başına şahitliklerinin geçerli olduğu hususu İslam tarihi boyunca bilinen bir gerçektir. (Nasbu’r-raye, 4/80)
Mesela; erkeklerin değil, kadınların görme ihtimali daha kuvvetli olan doğum, bekaret, çocuğun doğarken diri olduğunu gösteren sesinin çıkıp çıkmadığı, kadınların bedenlerindeki bazı yaralar ve benzeri bazı kusurların tespiti konusunda adalet sahibi bir tek kadının şahitliği geçerlidir. (Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslamî, 6/571-572). Bu durum, kadının şahitliği ayetinin, yaşam şartlarından kaynaklı olduğunu ve dolayısıyla şahitlik hükmüne bağlanan 'akıldaki noksanlığın da' yaşam şartlarına bağlanmış bir ifade olduğunu gösterir.
Tüm bu bilgiler birlikte değerlendirilirse; kadınlar hakkında söylenen bu söz, onların duygusallığını tetikleyen yapıları ve halleriyle ilgilidir. Bu durum da, Peygamberin(sav) hadiste açık anlam kastetmediğinin, kadınları zeka problemli insanlar olarak görmeyip, duygusal hallerinin ağır bastığında oluşan bir yan etki olarak akıl noksanlığı tabiri kullandığının bir ispatı, delilidir.
Hadisi cımbızlayıp almak yerine Hz. Peygamberin genel olarak kadınlar hakkında yargıları, düşünceleri, bir kadının da şahitliğini kabul ettiği durumları görmek hadisin anlamını açıkça ortaya çıkarmaktadır.
Hz. Peygamberin (sav) kadınları hakkında çok önemli hadisleri mevcuttur:
Kadınlar Hakkında Hadis-i Şeriflere Bazı Örnekler:
• Sizin hayırlınız, kadınlarına hayırlı olan (iyi davranan)dır. (Müslim, Birr 149)
• Kadınlara ancak kerim olanlar ikram ederler (değerli olanlar değer verirler); kadınlara kötülük edenler ise leim (kötü) kişilerdir.( İbn Mâce, Edeb 3; Ebû Dâvud, Edeb 6, Rikak 22, İ’tisâm 3; Müslim, Akdiye 11)
• Kadınlar, erkeklerin kız kardeşleridir. (Câmiu’s-Sağîr, Hadis No: 2329)
• Bir mü’min erkek, bir mü’mine kadına buğzetmesin. Çünkü onun bir huyunu beğenmezse başka bir huyunu beğenir.( Müslim, Radâ’ 61, hadis no: 1469)
• Kadınlara hayırhah olun, onlara karşı hayır tavsiye ediyorum. Onlara hayırlı şekilde davranın.( Buhârî, Nikâh 79, Enbiyâ 1, Edeb 31, 85, Rikak 23; Müslim, Radâ 65, hadis no: 1468)
• Kadınlara iyi muameleden başka bir hakkınız yoktur. (Tirmizî, Tefsîr Tevbe, 3087)
Hadis kaynaklarında Hz.Peygamberin kadınlara verdiği değer ortadadır.
3. Mesele, Kadınların Dinlerinin Noksan Olması
Dinlerinin noksan olduğunun bir aşağılama olmadığının ispatına da gerek yoktur, zaten hadiste konuya açıklama yapılmıştır. Kadınların ay hallerinde namazdan oruçtan uzak durmak zorunda kalmaları, onların ellerinde olan bir şey değildir. Bu, Allah tarafından verilmiş bir yapıdır, özelliktir. Zaten bununla ilgili adalette sağlanmıştır. Çünkü; Beşir İbn-ü Mabed Hz.Peygamber’e(sav) gelip İslam’ın şartlarını sorup Peygamber(sav) de saydığında, “Ey Allah’ın Rasulü! Ben şehadet getiririm, namaz kılarım, oruç tutarım, hac da yaparım ancak ben cihad yapamam nefsime yenik düşüp kaçmaktan korkarım. Malımın da zekatını veremem” dediğinde Hz.Peygamber(sav) onu eliyle sarsmış ve «Zekatın ve Cihadın olmadan nasıl cennette girmeyi düşünüyorsun» demiştir. Sonra Beşir İbn-ü Mabed Peygambere(sav) biat etmiştir. (Müsned 5/224) Ancak, başka bir hadis-i şerifte kadınlarla ilgili şöyle hüküm vermiştir;
• Bir kadın, beş vakit namazını kılar, namusunu korur, kocası ile iyi geçinirse, dilediği kapıdan Cennete girer. (Müsned, I, 191)
Görüldüğü gibi Hz.Peygamber(sav) bir erkeğe cennete giriş için namazın, orucun, haccın, zekatın ve cihadın gerekli olduğunu söylerken; bir kadının namaz kılmak, namusunu korumak ve kocasıyla iyi geçinmekle cennettin sekiz kapısının dilediğinden girebileceğini söylemiştir. Yani, kadının dindeki noksanlığı ifadesi onların kılamadığı namazlar ve tutamadığı oruçlarla dinine gelen noksanlıktır ancak bir erkeğe nazaran kendisini cennette götürebilecek ameller çok daha azdır.
Hadis Inkarcılığı ve Ateizm Tarafından Öne Sürülen Diğer İddialar da Sayfamızda Cevaplandırılacaktır.
Delillerle İslam
Yorumlar
Yorum Gönder