Erkeğin 4 Kadınla Evlenebilme Meselesi
Ateist İddialar ve İslam Üzerine – Yazı 14
İslam’da 1 erkeğin 4 kadınla evlenebilme izninin hikmeti nedir?
Cevap:
Çok eşliliği tahsis eden İslam değildir. Aksine var olan sınırsız evlenme düzenine bir kısıtlama getirilmiştir. Yani, İslam birden dörde çıkarmamış, sınırsız iken dörde indirmiştir. Mesela, Giylan isimli sahabi İslam’dan önce 10 kadınla evliyken İslam’a girince dört kadınla evliliğini sürdürmüştür. Çok eşlilik İslam’ın bir emri değil ruhsatıdır, iznidir. Tavsiye edilen ise tek eşliliktir. Nisa Suresi 3. ayette “eşler arasında adaleti sağlayamayacaksanız tek eşle yetinin” buyurulmakta ve Nisa Suresi 129. ayette de “Ne kadar isteseniz de eşleriniz arasında adaletli davranmaya güç yetiremezsiniz” buyurulmaktadır. Bir şeye müsaade etmekle aynı zamanda onun zorluğunu ortaya koymak, o şeyin tavsiye edilmediğinin bir göstergesidir. Ancak buna rağmen birden fazla eş almanın önü de kesilmemiştir. Bu hükmün pek çok nedeni, hikmeti mevcuttur:
Psikologlar, her insanın sevme-sevilme, aile kurma, bir yuvaya kendini ait hissetme, cinsel dürtülerini giderme gibi ihtiyaçlarını karşılaması gerektiğini belirtir. Bu ihtiyaçların çok uzun yıllar giderilememesi halinde kişilerde nevroz denilen ağır psikolojik sorunlar, ruhsal kompleksler ortaya çıkabilir.
Var olan dünya düzeni üzerinden düşünelim: Mesela, 2. Dünya savaşından sonra Almanya’da kadın nüfusu erkek nüfusunun 3 katına yükselmiştir. Bunun yanında tarih boyunca yaşanan savaşlar çok çeşitli milletlerde benzer problemleri meydana çıkarmıştır. Böyle bir durumda toplumun psikolojik sağlığını ve toplumsal düzeni korumak için 3 çözüm yolu vardır:
1. Tek eşlilik şart olur ve toplumda evlenemeyen 2 katı fazla kadının eşsiz, evsiz, sıcak bir yuva olmadan yalnızlık, kaygı ve korku dolu bir yaşam sürmelerine göz yumulur ve sonuçta psikolojilerinin bozulmalarına zemin hazırlanır. Toplumda sosyolojik sorunlar oluşur ve ruhsal kompleksler insanların suça veya intihara meyilini artırabilir.
2. Karışık bir birliktelik düzeni olur ancak kim hangi eşe ait, belli olmayacağından, ‘aidiyet ihtiyacı’ giderilemediği gibi toplum kaos içine girer. Bozulan aile düzeni refah getirmez.
3. Son seçenekte ise, bir erkeğin birden fazla kadınla evlenmesine müsaade edilir. Böylece her kadının bir ailesi ve eşi olur. Her kadının aidiyet ve fizyolojik ihtiyaçları da karşılanmış olur.
Aklı selim olan herkes bu 3 seçenekten 3. şıkkın en mantıklı yol olduğunu kabul eder. Tarih boyunca bu tür savaş vakaları dünyanın her yerinde yaşanmıştır. Bir erkeğin birden fazla kadın nikahlama ruhsatı pek çok ihtiyacı gideren hüküm haline gelmiştir.
Yukarıda saydığımız insani ihtiyaçların yanında, kadınların yapılarının hassas olduğu, erkek becerisi gerektiren işlerde erkeğin yokluğunu hissettikleri, geceleri yalnızlık korkusunu daha fazla yaşadıkları ve fiziksel bir güce ihtiyaç duydukları da bir gerçektir. Duygusal fıtratları, yalnızlığı erkeklerden daha ağır psikolojik tesirlerle yaşamalarına sebep olmaktadır. Ayrıca, kadınların evlilik, çocuk sahibi olma, yaşlandığında kendi bakımını üstelenebilecek nesiller yetiştirme gibi pek çok özlemi, hayali ve ihtiyacı da vardır. Bir başka mesele, Batı hukukunda evli kadın felçli hale gelse erkek yeni biriyle evlenmesi için onu boşamak zorundadır. Bu ise, hastanın hastalığını daha da arttıracaktır ve Batı hukukunun insancıl görünümünün aslında maskeden ibaret olduğunu gösterir. İslam ise, ikinci bir eş almanın önünü açmış olmakla bu örnekteki gibi sorunlarda, boşanmaya gitmeden kadını da erkeği de pek çok sıkıntıdan kurtarmaktadır. Bu hikmetler pek çoktur. İslam tek eşliliği tavsiye eder ancak çok eşliliğin önünü kapatmayarak benzer mağduriyeteler de giderilmiş olur.
Burada ilk eşin yaşayacağı kıskançlık sebebiyle toplumun büyük çoğunluğunun ciddi psikolojik sorunlar yaşamasına müsaade edilemez. Evlenemeyen büyük çoğunluk kadınların yaşayacağı ruhsal travmaların oluşturacağı yara ortadadır. İlk eşin kıskançlık hislerinin oluşturacağı ruhsal problemin kat sayısı yukarıda anlattıklarımızın yanında daha az ve daha hafif kalmaktadır. Kâr-zarar hesabı yapıldığında, Allah’ın bu ruhsatının akıl sahibi herkesçe hikmeti ortadadır. Yeryüzünde her ilacın birilerine bir yan etkisi vardır. Yan etki var diye de elde edilen büyük faydadan vazgeçilemez ve ilaç yok edilemez.
Ayrıca, herkes kendi vicdanı ile hareket ederek bu ruhsatı kullanmaya ihtiyacı var mı, yok mu karar verebilir. Evet, erkeğin ikinci bir eşle evlenebilmesi için zaruri bir durum olması şart değildir ve evlilikte eşinin rızasını alması da şart değildir. Bazen de, kadın için gerekli görülmeyen bu nikah erkek açısından gerekli olabilmektedir. Hz. Ali'ye Peygamberimiz (sav), 'kızımı üzme' diyerek 2. eş almasına karşı çıkmıştır. Ancak bu, 2. Eş almanın haramlığını değil, kız tarafının karşı çıkma ve hakime başvurarak boşanmayı isteme hakkının olduğunu gösterir. Boşanmanın kararını, durum analiz edilerek hakim verir.
Ancak, yine de çok eşlilik ruhsatını kullanmak konusunda sağlıklı düşünmelidir. Zira, ihtiyaçsız bu ruhsatın kullanılması büyük oranda erkeğin de huzurlu bir aile yaşamı sürmesinin önüne geçecektir. Kadınlar arası oluşabilecek tartışmalar ve bunların arasında büyüyen çocuklar bu gergin ortamdan ruhsal olarak olumsuz etkilenecektir. Çocukta, anneye olan bağlılıkla annenin üzüntüsünü görmek, ilerde babaya duyulacak nefrete dönüşebilir. Ailesi mutlu olmayan erkekte mutlu olamayacaktır. Eskiden toplum ve kadınlar, çevrelerinde çok eşliliğe aşina olduğundan kolay bir şekilde bu durumla başa çıkabilecekken, günümüzde bu duruma az rastlanması ve artık alışılmadık bir durumda olması, kolay baş edilmeye engel olacaktır. Duygusal yapıda olan kadınlar, bu ruhsat sebebiyle basit bir çerçeveden çıkamayıp aklıyla değil duygularıyla hareket ederek manevi yaşantısını yok edebilir. Bu ruhsatın niçin var olduğunu, hikmetlerini anlamayıp Allah korusun ‘niye helal’ diyerek sitemkâr bir tavır gösterip küfre düşebilir. Bu noktada erkekler, hayat arkadaşının ebedi hayatının perişan olmamasını istiyorsa, bu noktaları da nazara almalıdır. Bu ruhsatın karı-kocanın vicdanen ‘olur’ vereceği bir zarurette kullanılması aile saadeti açısından en isabetli davranış olacağı kanaatindeyiz. Çünkü, insanı yaratan Allah, açıkça ayette ‘eşler arası adaletin sağlamasının çok zor olduğunu’ ifade etmiştir.
Tüm bunların yanında, nikah akdi esnasında kadın erkeğe başka bir kadınla evlenmeyeceksin diye akidde bulunabilir. Erkeğin bu akdi bozup evlenmesi zina anlamına gelmez nikah geçerli olur ancak akdin bozulması erkek için mesuliyet sebebidir ve kadının ahirette erkekten davacı olmasına ve hak almasına sebep olabilir.
Sonuç olarak; fert ve toplumun huzurunu temin eden İslam, bireysel ihtiyaçları, sorunları ve toplumsal şartları, düzeni, nüfus dengesizliklerini, savaşları vb. göz önünde bulundurarak bu gibi hikmetlerle çok eşliliği kaldırmamıştır ancak bunun zorluğunu beyan etmekle de tek eşliliği tavsiye etmiştir. İslam’daki bu hükmü kıt akıllarıyla eleştiren İslam düşmanlarının çok eşliliğe karşı olup zinaya karşı olmamaları da ayrı bir çelişkidir. Zira, kendilerinin zina edecekleri kişi sayısında bir sınırlama yoktur. Bekar ya da evli fark etmez, ‘sınırsız kadınla yapacakları zinalar, onlar için özgür bir hayatın tercihidir.’ Çeşitli kadınlarla zina sonrası internet ortamında İslam’ın çok eşlilik hükmünü eleştirmeleri samimiyetsiz hallerini gösterir.
Kadının Birden Fazla Erkekle Evlenememesinin Hikmeti Nedir?
Kadının birden fazla erkekle evlenmemesi ise malum bir meseledendir ki, böyle bir izin asırlar boyu nesillerin karışmasına sebep olacaktır. Çünkü, birden fazla kocası olan kadının doğan çocuklarının babasının kim olduğu belli olmayacaktır. Çağlar boyu da DNA testi diye bir şey bilinmemiştir ve günümüzde gelişmiş ülkeler bu testi uygulayabilse de dünyanın pek çok ülkesinde bu imkan yoktur. Hüküm ise, genele göre verilir. Bu genellik, zaman ve mekan açısındandır. Ayrıca, bozulmamış kadın fıtratı kendisini bir eşe bağlama üzerine meyillidir. Aynı anda iki erkeğe kendisini her anlamda ait hissedebilecek bir kadının doğuştan getirdiği fıtrat bozulmuş demektir.
İslam üzerine soruların cevaplandığı sayfamızı incelemeye davetlisiniz.
Delillerle İslam
Ateist İddialar ve İslam Üzerine – Yazı 14
İslam’da 1 erkeğin 4 kadınla evlenebilme izninin hikmeti nedir?
Cevap:
Çok eşliliği tahsis eden İslam değildir. Aksine var olan sınırsız evlenme düzenine bir kısıtlama getirilmiştir. Yani, İslam birden dörde çıkarmamış, sınırsız iken dörde indirmiştir. Mesela, Giylan isimli sahabi İslam’dan önce 10 kadınla evliyken İslam’a girince dört kadınla evliliğini sürdürmüştür. Çok eşlilik İslam’ın bir emri değil ruhsatıdır, iznidir. Tavsiye edilen ise tek eşliliktir. Nisa Suresi 3. ayette “eşler arasında adaleti sağlayamayacaksanız tek eşle yetinin” buyurulmakta ve Nisa Suresi 129. ayette de “Ne kadar isteseniz de eşleriniz arasında adaletli davranmaya güç yetiremezsiniz” buyurulmaktadır. Bir şeye müsaade etmekle aynı zamanda onun zorluğunu ortaya koymak, o şeyin tavsiye edilmediğinin bir göstergesidir. Ancak buna rağmen birden fazla eş almanın önü de kesilmemiştir. Bu hükmün pek çok nedeni, hikmeti mevcuttur:
Psikologlar, her insanın sevme-sevilme, aile kurma, bir yuvaya kendini ait hissetme, cinsel dürtülerini giderme gibi ihtiyaçlarını karşılaması gerektiğini belirtir. Bu ihtiyaçların çok uzun yıllar giderilememesi halinde kişilerde nevroz denilen ağır psikolojik sorunlar, ruhsal kompleksler ortaya çıkabilir.
Var olan dünya düzeni üzerinden düşünelim: Mesela, 2. Dünya savaşından sonra Almanya’da kadın nüfusu erkek nüfusunun 3 katına yükselmiştir. Bunun yanında tarih boyunca yaşanan savaşlar çok çeşitli milletlerde benzer problemleri meydana çıkarmıştır. Böyle bir durumda toplumun psikolojik sağlığını ve toplumsal düzeni korumak için 3 çözüm yolu vardır:
1. Tek eşlilik şart olur ve toplumda evlenemeyen 2 katı fazla kadının eşsiz, evsiz, sıcak bir yuva olmadan yalnızlık, kaygı ve korku dolu bir yaşam sürmelerine göz yumulur ve sonuçta psikolojilerinin bozulmalarına zemin hazırlanır. Toplumda sosyolojik sorunlar oluşur ve ruhsal kompleksler insanların suça veya intihara meyilini artırabilir.
2. Karışık bir birliktelik düzeni olur ancak kim hangi eşe ait, belli olmayacağından, ‘aidiyet ihtiyacı’ giderilemediği gibi toplum kaos içine girer. Bozulan aile düzeni refah getirmez.
3. Son seçenekte ise, bir erkeğin birden fazla kadınla evlenmesine müsaade edilir. Böylece her kadının bir ailesi ve eşi olur. Her kadının aidiyet ve fizyolojik ihtiyaçları da karşılanmış olur.
Aklı selim olan herkes bu 3 seçenekten 3. şıkkın en mantıklı yol olduğunu kabul eder. Tarih boyunca bu tür savaş vakaları dünyanın her yerinde yaşanmıştır. Bir erkeğin birden fazla kadın nikahlama ruhsatı pek çok ihtiyacı gideren hüküm haline gelmiştir.
Yukarıda saydığımız insani ihtiyaçların yanında, kadınların yapılarının hassas olduğu, erkek becerisi gerektiren işlerde erkeğin yokluğunu hissettikleri, geceleri yalnızlık korkusunu daha fazla yaşadıkları ve fiziksel bir güce ihtiyaç duydukları da bir gerçektir. Duygusal fıtratları, yalnızlığı erkeklerden daha ağır psikolojik tesirlerle yaşamalarına sebep olmaktadır. Ayrıca, kadınların evlilik, çocuk sahibi olma, yaşlandığında kendi bakımını üstelenebilecek nesiller yetiştirme gibi pek çok özlemi, hayali ve ihtiyacı da vardır. Bir başka mesele, Batı hukukunda evli kadın felçli hale gelse erkek yeni biriyle evlenmesi için onu boşamak zorundadır. Bu ise, hastanın hastalığını daha da arttıracaktır ve Batı hukukunun insancıl görünümünün aslında maskeden ibaret olduğunu gösterir. İslam ise, ikinci bir eş almanın önünü açmış olmakla bu örnekteki gibi sorunlarda, boşanmaya gitmeden kadını da erkeği de pek çok sıkıntıdan kurtarmaktadır. Bu hikmetler pek çoktur. İslam tek eşliliği tavsiye eder ancak çok eşliliğin önünü kapatmayarak benzer mağduriyeteler de giderilmiş olur.
Burada ilk eşin yaşayacağı kıskançlık sebebiyle toplumun büyük çoğunluğunun ciddi psikolojik sorunlar yaşamasına müsaade edilemez. Evlenemeyen büyük çoğunluk kadınların yaşayacağı ruhsal travmaların oluşturacağı yara ortadadır. İlk eşin kıskançlık hislerinin oluşturacağı ruhsal problemin kat sayısı yukarıda anlattıklarımızın yanında daha az ve daha hafif kalmaktadır. Kâr-zarar hesabı yapıldığında, Allah’ın bu ruhsatının akıl sahibi herkesçe hikmeti ortadadır. Yeryüzünde her ilacın birilerine bir yan etkisi vardır. Yan etki var diye de elde edilen büyük faydadan vazgeçilemez ve ilaç yok edilemez.
Ayrıca, herkes kendi vicdanı ile hareket ederek bu ruhsatı kullanmaya ihtiyacı var mı, yok mu karar verebilir. Evet, erkeğin ikinci bir eşle evlenebilmesi için zaruri bir durum olması şart değildir ve evlilikte eşinin rızasını alması da şart değildir. Bazen de, kadın için gerekli görülmeyen bu nikah erkek açısından gerekli olabilmektedir. Hz. Ali'ye Peygamberimiz (sav), 'kızımı üzme' diyerek 2. eş almasına karşı çıkmıştır. Ancak bu, 2. Eş almanın haramlığını değil, kız tarafının karşı çıkma ve hakime başvurarak boşanmayı isteme hakkının olduğunu gösterir. Boşanmanın kararını, durum analiz edilerek hakim verir.
Ancak, yine de çok eşlilik ruhsatını kullanmak konusunda sağlıklı düşünmelidir. Zira, ihtiyaçsız bu ruhsatın kullanılması büyük oranda erkeğin de huzurlu bir aile yaşamı sürmesinin önüne geçecektir. Kadınlar arası oluşabilecek tartışmalar ve bunların arasında büyüyen çocuklar bu gergin ortamdan ruhsal olarak olumsuz etkilenecektir. Çocukta, anneye olan bağlılıkla annenin üzüntüsünü görmek, ilerde babaya duyulacak nefrete dönüşebilir. Ailesi mutlu olmayan erkekte mutlu olamayacaktır. Eskiden toplum ve kadınlar, çevrelerinde çok eşliliğe aşina olduğundan kolay bir şekilde bu durumla başa çıkabilecekken, günümüzde bu duruma az rastlanması ve artık alışılmadık bir durumda olması, kolay baş edilmeye engel olacaktır. Duygusal yapıda olan kadınlar, bu ruhsat sebebiyle basit bir çerçeveden çıkamayıp aklıyla değil duygularıyla hareket ederek manevi yaşantısını yok edebilir. Bu ruhsatın niçin var olduğunu, hikmetlerini anlamayıp Allah korusun ‘niye helal’ diyerek sitemkâr bir tavır gösterip küfre düşebilir. Bu noktada erkekler, hayat arkadaşının ebedi hayatının perişan olmamasını istiyorsa, bu noktaları da nazara almalıdır. Bu ruhsatın karı-kocanın vicdanen ‘olur’ vereceği bir zarurette kullanılması aile saadeti açısından en isabetli davranış olacağı kanaatindeyiz. Çünkü, insanı yaratan Allah, açıkça ayette ‘eşler arası adaletin sağlamasının çok zor olduğunu’ ifade etmiştir.
Tüm bunların yanında, nikah akdi esnasında kadın erkeğe başka bir kadınla evlenmeyeceksin diye akidde bulunabilir. Erkeğin bu akdi bozup evlenmesi zina anlamına gelmez nikah geçerli olur ancak akdin bozulması erkek için mesuliyet sebebidir ve kadının ahirette erkekten davacı olmasına ve hak almasına sebep olabilir.
Sonuç olarak; fert ve toplumun huzurunu temin eden İslam, bireysel ihtiyaçları, sorunları ve toplumsal şartları, düzeni, nüfus dengesizliklerini, savaşları vb. göz önünde bulundurarak bu gibi hikmetlerle çok eşliliği kaldırmamıştır ancak bunun zorluğunu beyan etmekle de tek eşliliği tavsiye etmiştir. İslam’daki bu hükmü kıt akıllarıyla eleştiren İslam düşmanlarının çok eşliliğe karşı olup zinaya karşı olmamaları da ayrı bir çelişkidir. Zira, kendilerinin zina edecekleri kişi sayısında bir sınırlama yoktur. Bekar ya da evli fark etmez, ‘sınırsız kadınla yapacakları zinalar, onlar için özgür bir hayatın tercihidir.’ Çeşitli kadınlarla zina sonrası internet ortamında İslam’ın çok eşlilik hükmünü eleştirmeleri samimiyetsiz hallerini gösterir.
Kadının Birden Fazla Erkekle Evlenememesinin Hikmeti Nedir?
Kadının birden fazla erkekle evlenmemesi ise malum bir meseledendir ki, böyle bir izin asırlar boyu nesillerin karışmasına sebep olacaktır. Çünkü, birden fazla kocası olan kadının doğan çocuklarının babasının kim olduğu belli olmayacaktır. Çağlar boyu da DNA testi diye bir şey bilinmemiştir ve günümüzde gelişmiş ülkeler bu testi uygulayabilse de dünyanın pek çok ülkesinde bu imkan yoktur. Hüküm ise, genele göre verilir. Bu genellik, zaman ve mekan açısındandır. Ayrıca, bozulmamış kadın fıtratı kendisini bir eşe bağlama üzerine meyillidir. Aynı anda iki erkeğe kendisini her anlamda ait hissedebilecek bir kadının doğuştan getirdiği fıtrat bozulmuş demektir.
İslam üzerine soruların cevaplandığı sayfamızı incelemeye davetlisiniz.
Delillerle İslam
Yorumlar
Yorum Gönder